Ben geçimimi reçberlik yaparak sağlıyordum
Asırlık çınar köşemizin bu sayıdaki konuğu Ramazan Amca. Sizlere Kale ilçemizin Pirot( Kıyıcak) köyünde doğup büyüyen Ramazan Amcayı anlatacağız. Ramazan Amca nüfus kayıtlarına göre 1932 doğumlu olup 90 yaşında olduğunu söylüyor. Kendisine (Maşallahlarımızı eksik etmeden) “Asırlık Çınar” diye hitap ediyoruz.
Asırlık Çınar: Ramazan Amca |
Bize hikayesini yarı Kürtçe yarı Türkçe bir dil ile anlatıyor. Kendisi 5 çocuklu bir ailede büyümüş fakat 13 yaşındayken babasını kaybetmiş. Babasının ölümünden sonra annesi de evlenip yeni bir hayat kurunca Ramazan amca ve kardeşlerini amcası ve yengesinin büyüttüğünü buruk bir şekilde anlatıyor. Çok küçük yaşta evlenmiş. Bu evliliğinden 5 çocuğu ve 20 torunu olan Ramazan amca bir yıl önce de eşini kaybettiğini gözleri nemli nemli anlatıyor. Biz de Fatma Ramazan Amca’nın gözyaşlarına eşlik edip şöyle bir duruluyoruz. Şuan Malatya merkezde tek başına yaşayan Ramazan Amca köyünü ve eski yaşantısını çok özlediğini dile getiriyor ve başlıyor gençliğini anlatmaya.’’ Ben geçimimi reçberlik yaparak sağlıyordum. Köydeki toprak sahiplerinin işlerini yapardım. Sabah çıkar tarla tarla çalıştıktan sonra akşam eve dönerdim. Zorlu hayatım çok küçük yaşta başladı’’ diye anlattı. ‘’Beş çocuğuma iyi bir gelecek bırakmak için çok çalışırdım. Zor şartlar vardı ama yaşayıp gittik bir şekilde‘’ diye ekliyor.
Eşi Hatice teyzeyi anlatırken gözleri tekrar yaşla doluyor, ’’Eşim diye demiyorum ama gerçekten çok güzel ve çok güçlü bir kadındı. Tam bir Osmanlı kadınıydı ve çok iyi bir eşti. Kendisini çok özlüyorum’’ diye de ekliyor.
Geçmişi anlatırken ‘’Asırlık Çınar’’ köşemizin diğer konukları gibi bugünle kıyaslamadan geçmeyen Ramazan Amca, ekonomik ve coğrafi şartların kötü olmasına rağmen, bizim gençliğimizde hayat daha bir iyiydi. Komşuluk diye bir şey gerçekten vardı ve şimdikinden kat be kat daha samimi ilişkiler kuruluyordu. İnsanların birbirlerine karşı daha saygılı; güvenli, neşe dolu bir ortamda birbirlerine komşu değil, nerdeyse aile oluyorlardı. “Zaten eskiden köyde belli başlı birkaç ev vardı ve akşam olunca herkes o evlerde toplanırdı. Çocuklara masallar ve fıkralar anlatılır; köyün kadınları birbirine hal hatır sorar, günlük telaşelerden başlanır, konu konuyu açar, uzun uzun muhabbetler edilirdi. Ah ne güzel zamanlardı! O hoş sohbetlerde çocuklar ve büyükler hep birlikte ne güzel vakit geçirirdi.” diye hasretle anlatıyor Ramazan Amca.
Asırlık Çınar |
Söylediğine göre şimdiye kadar ciddi bir sağlık problemi yaşamamış. Bunun içinse önce Allah’a, daha sonra ise kırmızı et, köy yumurtası, ev ekmeği ve tereyağı tüketmesine borçlu olduğunu belirtiyor. 90 yaşına rağmen, beslenme ve temel ihtiyaçlarını kimsenin yardımı olmadan karşılayan Ramazan Amca, ömrü boyunca hep doğal beslenmiş.
Bu tatlı muhabbetimizin sonuna gelince, biz Ramazan Amca’ya bizi misafir ettiği için teşekkür ediyoruz; o da bizi ve siz okurlarımızı Allah’a emanet edip, bol bol hayır duası ediyor. Kendisinin pamuk ellerinden öpemesek de (malum bitmeyen Corona ve türevleri) hürmetlerimizi belirtip yanından ayrılıyoruz ve bütün hikayeyi anlatmak için siz sevgili okurlarımızın yanına koşuyor ve Ramazan Amca’mızın selamlarını iletiyoruz sizlere.
Kale Gündem Gazetesi Industrial Kitchen Equipment TeknoMina Bilişim